Küçücük bir kasabanın, küçücük bir sokağında, üç oğluna mesleğini öğretmek isteyen neşeli bir kunduracı yaşardı ama oğulları kunduracı olmak istemiyorlardı. En büyük oğlu banka müdürü, diğeri futbolcu olmuş, üçüncüsü bir prensesle evlenip kunduracı olmamıştı. Dahası üçü de artık başka şehirlerde yaşamaya başlamışlardı.
Bu durum karşısında kunduracı günden güne neşesini kaybetti ve sonunda bir gün atölyesini kapattı. Ta ki yeni yıldan birkaç gün önce, kendisine çizme yapmak isteyen bir peri kapısını çalana kadar.
Hüzünlü kunduracı kapıyı açacak mı? Bir daha ayakkabı yapmak isteyecek ve yeniden hayata karışacak mı?
Masalın sonundaki kardaki ayak izlerini takip ederek perinin yeni botlarıyla nereye gittiğini görebilirsiniz.