Okul dönemine yeniden başlamak ve okula gitmek birçok çocuk için eğlenceli ve heyecan vericidir. Bazı çocuklar uyum sürecinde zorluk yaşamazken bazı çocuklarda bu durum yoğun korku ve kaygı yaratabilir. Özellikle anaokuluna ve ilkokula başlamak, çocuğun ailesinden uzun süreli olarak ilk ayrılığı ve dış dünyayla ilk karşılaşma dönemi olması açısından oldukça kritiktir.
Okul reddi davranışı, çocuğun okula gitmek istememesi ve/veya bir okul günü boyunca okulda kalmakta zorluk yaşaması şeklinde tanımlanabilir. Okul fobisi olan çocukların ortak özellikleri şunlardır:
Okul Fobisini Önlemek İçin Neler Yapılabilir?
Okul öncesi eğitim, çocukların ileriki eğitim süreçlerinde akademik anlamda daha başarılı olmalarını, daha kolay sosyal ilişkiler kurabilmelerini ve daha az okul korkusu yaşamalarını sağlar. Bu nedenle, çocuğun okul öncesi eğitime gitmesi önemlidir. Aynı zamanda çocuğun okul öncesi döneminde sadece evde vakit geçirmek yerine kendi akranları ile oyun oynamasına ve yeni arkadaşlıklar edinmesine olanak sağlamak, okula başladığında sosyal anlamda zorluk yaşamasını engelleyecektir.
Okul reddi olan çocuğun okula geri dönüşünün vakit kaybedilmeden hızlı şekilde planlanması ve bu süreçte aile, öğretmen ve okul yönetiminin ile iş birliği içinde olması önemlidir. Çocuk okula gitmeyip evde kaldığında, ailenin evdeki ortamı cazip kılmaması önemlidir. Örneğin, çocuk okula gitmediğinde annesiyle birlikte televizyon seyrederek o günü geçirirse okula gitmeme davranışı ödüllendirilmiş olacağından, diğer günler de okula gitmek istemeyecektir. Çocuğun sürece uyum sağlayabilmesi adına ilk günler ebeveyni ya da ona bakım veren kişi tarafından bir saat bile olsa okula götürülmesi, sınıfa girmese de okul bahçesinde ebeveyniyle durması önemlidir. Daha sonra okulda kalma süresinin uzatılması ve teneffüste arkadaşlarıyla oyun oynanması sağlanabilir. Aşamalı şekilde sınıfa geçişi ebeveyn ve öğretmen tarafından sağlanmalıdır.
Bu süreçte okula gitmediği için çocuğu aşağılamak, eleştirmek, dövmek, kızmak ya da suçlamak çocuğun kaygısının daha da artmasına sebep olacaktır. Çocuk, kendi elinde olmayan bir kaygı yaşamaktadır. Bu durumda yapılacak ilk ve en iyi müdahale ebeveynlerin kendi tutumlarını değiştirmeleri, anlayışlı ve sabırlı olmaları, kararlı ve net olmaları, güven vermeleridir. Çocuğu okula gitme konusunda zorlamamaları ancak teşvik etmeleri oldukça önemlidir. Bunun yanı sıra, okulda çocukla öğretmen arasındaki birebir ilişkinin güçlenmesi adına öğretmenin çocuğu yargılamaması ve cesaretlendirici olması da önem taşımaktadır. Ebeveynlerin, öğretmen ve okul yönetimi ile iş birliği sağlaması ve çocuğun okulda kendini güvende hissedebilmesi gereklidir.
Ebeveynlerin evde okul hakkında olumlu konuşmalar yapması hatta kendi olumlu okula başlama anılarını çocukla paylaşmaları çocuğu rahatlatacaktır. Çocuğa “Ne var bunda korkacak?”, “Artık kocaman oldun!” gibi yargılayıcı ifadeler kullanmak yerine, hislerini anladığınızı belirten ifadelerle okula yönelik korkuları hakkında konuşmanız, çocuğun anlaşıldığını hissetmesini ve rahatlamasını sağlayacaktır.
Unutmayın kaygı bulaşıcıdır! Siz ne kadar kaygılıysanız bunu sözel olarak çocuğunuza belirtmeseniz bile o sizin beden dilinizden ve ses tonunuzdan anlayacak ve ortada gerçekten kaygılanılması gereken bir durum olduğunu düşünecektir. Aile bireylerinin okula gitmesi konusunda çocuğu zorlamaması ancak kararlı ve tutarlı olması ve neden okula gitmesi gerektiğini anlatması önemlidir.
Tüm bunlara rağmen çocuk hala okula gitmek istemiyorsa ebeveynlerin vakit kaybetmeden bir uzmandan destek alması ve hep birlikte iş birliği içinde çalışılması gereklidir.
Uzm. Kl. Psk. Ece Eryılmaz
Davranış Bilimleri Enstitüsü, Çocuk ve Genç Bölümü/İstanbul
Kaynak: https://hthayat.haberturk.com/anne-baba/egitim/haber/1053969-cocugum-okula-gitmek-istemiyor