Bu yazımızda çocuklarda mizacın duygusal gelişim üzerine olan etkisini inceledik. Yazımız "Çocuğun Duygusal İstismarı" isimli kitabımızdan derlenmiştir.
Mizaç, bir çocuğun kendine özgü davranış şeklini belirleyen ve doğuştan gelen kişisel özelliklerin bütünüdür. Duygular mizacın bileşenlerinden sadece birisidir. Gelişimle birlikte bebeklerin duygusal durumlarında birtakım farklılıklar mizaca bağlı olarak değişiklikler gösterebilir. Mizaç bebeklikten itibaren görünürdür; süreklilik gösterir ve genetik-nörobiyolojik bir zemin içerisinde değerlendirilir (Sarı & Taner, 2012). Thomas ve Chess’in (1977) yaptığı boylamsal bir çalışmada duyusal eşik, aktivite düzeyi, tepkisellik, düzenlilik-ritmik olma, uyum sağlayabilirlik, duygu durumu, yaklaşma-uzak durma/çekilme, sebat etme ve çelinebilirlik olmak üzere dokuz mizaç kategorisi saptanmıştır. Bu dokuz boyutun kendi aralarında bir araya gelmesiyle kolay mizaç, zor mizaç ve yavaş ısınan mizaç olmak üzere üç farklı mizaç tipi öne çıkmıştır:
Kolay Mizaç
Bu mizaç tipi biyolojik düzenlilik, yeni olana yönelme eğilimi, değişime kolay uyum sağlama ve olumlu duygu durum özellikleri içermektedir. Bu mizaç tipindeki çocuklar kolay bir şekilde düzenli uyku ve beslenme programına girerler. Yabancılara karşı sosyal, güler yüzlüdürler ve genelde neşelidirler. Çocukların %40’i bu mizaç grubuna girer (Gürkan, 2012; Sarı & Taner, 2018).
Zor Mizaç
Bu mizaç tipi düzensizlik, yeni olandan kaçma eğilimi, değişime yavaş uyum, olumsuz yüksek düzeyde duygusal dışa vurum özellikleri içermektedir. Bu mizaç tipindeki çocuklar günlük rutinlerinde düzensizdirler, yeni deneyimleri kabul etmede yavaştır, olumsuz ve yoğun biçimde tepki göstermeye eğilimlidirler. Bu çocuklarda uyku ve yemek yeme düzensizliği vardır. Genelde öfke atakları ile sonlanan düş kırıklıkları yaşarlar, yüksek sesle tepki verirler ve uzun süre ağlarlar. Çocukların %10’nu bu mizaç türüne girer (Gürkan, 2012; Sarı & Taner, 2018).
Yavaş Isınan Mizaç
Yeni olandan kaçma eğilimi, değişime yavaş uyum, düşük düzeyde duygulanımın sık olması, tepkileri ve aktivite seviyesi düşük özellikleri içermektedir. Bu mizaç tipindeki çocuklar çoğunlukla çekingen olarak adlandırılır. Bu grup çocukların %15’ini oluşturur (Gürkan, 2012; Sarı & Taner, 2018).
Rothbart, Ahadi ve Hershey’e (1994) göre ise mizaç çocuğun başkaları tarafından nasıl algılandığı, çevresini nasıl algıladığı ve ona nasıl tepki verdiğini belirlemesi yoluyla anne-çocuk etkileşimine etki etmektedir. Rothbarth ve diğerleri (1994) mizacı, tepkisellik ve öz-düzenleme olarak bireysel farklıklar üzerine tanımlamışlardır. Tepkisellikte aktivite düzeyi, dikkat süresi, korkulu stres, huzursuz stres ve olumlu duygulanım önemli olurken, öz-düzenleme için uyumsal tepkinin bastırılmasında gayretli kontrol önemli olmaktadır. Rothbarth ve diğerleri (1994) mizacı dışa dönüklük, negatif duygulanım ve kontrollü çaba olmak üzere üç boyutu ile ele almıştır.
Negatif duygulanım; rahatsızlığı, korkuyu, kızgınlık/düş kırıklığını, mutsuzluğu ve yatıştırılabilirliği (Örneğin kolay yatıştırılamama) içerir. Dışadönük-lük; dürtüsellik, aktivite, yaklaşım, yüksek yoğunluklu uyaranla memnuniyet ve utangaçlığı içerir. Son olarak da gayretli kontrol; düşük yoğunluklu uyaranla memnuniyeti, gülümseme/kahkahayı, engelleme denetimini, algısal hassasiyeti ve dikkati içermektedir (Kristal,2005, Akt., Akın-Sarı, 2009).
Thomas ve Chess (1977) aynı ailede ve aynı sosyal çevreden gelen çocuk-lar arasındaki bireysel farklılıkları, anlayışlı ve teşvik edici ebeveynlere sahip olduğu hâlde uyumsuz davranışlar gösteren çocukları ve uyumsuz davranış göstermeye yakın olduğu hâlde uyum sağlamada başarılı olan çocukları incelemişlerdir. Bu çalışmalar sonucunda ebeveyn tutumlarının ve çevresel etkilerin çocuğun uyumsuz davranışlar göstermesinde tek başına etkisinin olamayacağını gözlemlemişlerdir. Buna göre çocuğun uyumsuz davranışları mizaç gibi biyolojik temelleri olan olgunlaşmadan ve çevreyle birlikte değişim gösteren deneyimden etkilenir (Sarı & Taner, 2018). Shiner, Buss, McClowry, Putnam ve Saudino (2012) ise mizacının hem kalıtsal (biyolojik) hem çevresel (çevresinde etkileşime girdiği kişiler, yaşadığı tecrübeler, fiziksel zorluk vb.) faktörlerden etkilendiğini ileri sürmüşlerdir.
Çocuğun Duygusal İstismarı (1. Basım / Haziran 2020) – Nobel Akademik Yayıncılık
Ed: Dr. Mustafa Ercengiz & Doç.Dr. Mustafa Savcı & Dr. Erol Uğur
ISBN: 978-625-402-351-4