Bu yazımızda çocukların cinsel gelişimlerinde ailelerin etkilerinden bahsettik. Yazımız “Çocuk Gelişimi 1-2” isimli kitabımızdan derlenmiştir.
Anne ve babanın, gerek çocukların cinsel kimliklerin oluşumunda gerekse cinsel eğitimlerinde rolleri büyüktür. Ülkemizde cinsel eğitime yönelik tutumlar çoğunlukla hatalıdır ve bu konulara çoğunlukla Tabu gözüyle bakılmış, anne babayla konuşması gelenek ve göreneklerimiz yasaklanmıştır (Yavuzer, 2002).
Aile ve toplumun cinsel eğitim konusunda cinsel içerikli sorulara yanıt vermeme ya da yanlış yanıt verme şeklinde katı ve uç noktadaki tutumu, günümüzde televizyon sayesinde bir başka uç noktadaki tutumla tam bir çelişki içindedir. Çocukların denetimsiz şekilde televizyon seyretmelerine izin veren ya da evlerine uygunsuz video kasetler alan anne babalar, çocuklarının sapık cinsel ilişkiler içeren porno filmleri izlemelerine fırsat hazırlamakla, onların ruh sağlıklarını ve gelecekteki evlilik yaşamlarını olumsuz etkilemektedir. Cinsel eğitim konusunda anne ve babaların yanlış tutumları arasında, çocuklarını olmasını istedikleri cinsiyet doğrultusunda yönlendirmeleri sayılabilir. Erkek çocuğunu kız adı koyma, ruj ya da oje sürme, saç uzatma gibi örneklere rastlamak mümkündür. Yanlış model kadar modelsizlik de cinsel eğitimde olumsuz etki de bulunmaktadır (Yavuzer, 2002).
Önemli olduğu kadar, yabancı olunan cinsel gelişim ve eğitim konusunda anne babalar bilgilendirilmelidir. Eğer çocuk; doğum, cinsiyet farkı, anne ve babanın rolü gibi konuları anne ve babasından öğrenmezse başka kaynaklardan cevaplar aramaya başlayacaktır. Çocuğun meraklarını yetkili bir kişi karşılamazsa ortaya çıkacak sorunları bütünüyle çözemeyebilir (Yavuzer, 2001).
Çocukların cinsellikle ilgili sordukları sorulara, eksik ya da kaçamak cevaplar verilmemelidir. Bu tür sorular karşısında yetişkinin fiziksel duruş ve tavrı, sorularını dürüstçe cevaplaması; çocuğa, anne babasının duyguları hakkında fikir verir. Cinsel olaylardan hiç söz etmemek, çocuğa bu duyguları daha çok bastırması gerektiği izlenimini verir. Böylece çocuğun zihninde cinsellik “tabu” durumuna gelir, giderek düşünme bile yasaklanır. Çocuk soru sormaktan vazgeçer ya da bu soruları başkalarına yönlendirir (yavuzer, 2001).
Bu nedenle cinsel konularda aileler çocuklarına otoriter tutum sergilememelidirler. Ailenin çocuğu bilinçlendirmesi, gerekli yerlerde uyarması, hatta gerektiğinde engelleyici tavır göstermesi gerekir (Tuzcuoğlu ve Tuzcuoğlu, 2004). Çocuklar ailelerine merak ettiklerini rahatlıkla sorabilmeli ve uygun yanıtlar alabilmelidirler. Böylece kendilerine güvenen ve cinsel istismara uğrama olasılıkları az çocuklar yetiştirmek mümkün olacaktır (Tuzcuoğlu ve Tuzcuoğlu, 2004).
Çocuk Gelişimi 1-2 (1. Basım/ Aralık 2019) - Nobel Akademik Yayıncılık
Ed: Doç.Dr. Özlem Gözün Kahraman & Doç. Dr. Serpil Pekdoğan
ISBN: 978-605-033-136-3