Bu yazımızda kardeş kıskançlığını, birden çok çocuk sahibi olmanın aileler üzerindeki etkisini ve bu konuda ailelere verilecek önerileri inceledik. Yazımız "Aile Psikolojisi" isimli kitabımızdan derlenmiştir.
İlk çocuklar kardeşi doğana kadar tek çocuk konumundadır. Kardeşinin doğumuyla beraber o zamana kadar sadece kendisinde olan anne babanın tüm ilgi odağı artık diğer kardeşe yönelmiştir. İkinci çocuğun doğumuyla beraber ilk çocuk artık bir nevi “taht kaybetmiştir”. Burada karşımıza çıkacak olan kavram “kardeş kıskançlığı”dır. Çocuk, anne ve babasının sadece kendisine ait olmasını ve kardeşlerinin anne ve babası için kendi kadar önemli olmamasını istemektedir (Yavuzer, 2011). Kıskançlık, evrensel ve en doğal duygulardan biridir fakat burada derecesi ve ne şekilde sergilendiği önemlidir, çocuğun bunu hangi tepkilerle gösterdiğine dikkat edilmelidir. Yavuzer (2011), kıskançlığı beklenen ilgi, sevgi, şefkat eksikliğine gösterilen doğal bir tepki olarak tanımlarken; Yörükoğlu (2008) da kişinin sevdiği kişiyi başkasıyla paylaşmaya katlanamaması olarak tanımlanmıştır. Kıskançlık çocuğun kişiliğinden kaynaklı değildir, çoğunlukla anne ve babanın yanlış tutumundan kaynaklanır. Anne ve babanın bir anda tüm ilgi ve odağını ilk çocuktan çekmesi, onun yanında kardeşine aşırı ilgi ve sevgi göstermesi bu olumsuz durumu daha da beslemektedir. Bunun yanında çocuğa yüklenen “sen artık abisin/ ablasın” sıfatlarıyla çocuktan yaşının üzerinde bir anlayış beklemek de onun bu duruma karşı daha da olumsuz duygular geliştirmesine sebep olabilmektedir. Bazı uzmanlar, çocuğun hayatındaki bu değişikliğin onun göğüslemesi gereken bir olay olduğunu söylerken, bu durumda üzülmesinin de normal olduğunu ve bunun sık görüldüğünü belirtmektedirler. Çalışmalar da 5 yaşından küçük çocukların, kardeşlerinin doğumundan daha çok etkilendiğini göstermektedir (Yavuzer, 2011).
Çocuk yeni doğan kardeşine karşı duyduğu kıskançlık duygusunu çeşitli şekillerde gösterebilmektedir. Kimi zaman kardeşine vurma, ısırma, itme gibi saldırgan davranışlar gösterebilirken, kimi zaman da karşıt tepki geliştirerek sanki kardeşini çok seviyormuş gibi davranabilir. Çocuğun kıskançlığını bastırarak kardeşine gösterdiği sevgide aşırılıklar gözlenebilir. Kardeşiyle ilgili bakım konularında anneye yardım etmek istemek, “kardeşimi çok seviyorum, iyi ki doğmuş, ona ben bakayım” vb. ifadeleri devamlı kullanmak gibi davranışlar da gözlenebilir. Sevgisindeki aşırılık ve yapmacıklık gerçek duygularının bunun tam tersi olduğunun işaretlerini vermektedir. Dikkat edildiğinde çocuğun alttaki duygularını ele veren kardeşini okşarken biraz fazla sıkmak, kardeşinin ağlamasına yol açacak kadar sıkı sıkı kucaklamak, kardeşini kazayla düşürmek gibi davranışlar görülmektedir (Yörükoğlu, 2008).
Birden fazla çocuk sahibi olan ailelerde sık karşılaşılan diğer bir konu çocuklar arasında yapılan ayrımdır. Ailelerde kurulan gizli koalisyonlar da ebeveynler arasında yapılan çocuk ayrımlarını pekiştirmektedir. Kardeşleri birbirleriyle karşılaştırmak, birbirlerine karşı üstünlük yarışına sokmak kardeş kıskançlığını da arttırmaktadır.
Birden fazla çocuk sahibi olmak anne ve babanın da görev ve sorumluluklarını arttıran bir faktördür. Özellikle eşlerin bu dönemde birbirine destek olması, çocuklara karşı sergilenen tutumlarda birbirleriyle tutarlı olmaları gerekmektedir. Ailenin masrafları arttığı için eşler çoğunlukla da erkekler daha çok maddi kazanç sağlamak amacıyla kendilerini iş hayatına daha çok yoğunlaştırabilmektedir. Bu da kadının, kendini evde tek başına bulmasına, desteksiz kalmasına sebep olabilmektedir. Özellikle ikinci veya daha sonraki çocuklardan sonra eşler, geriye dönüp hayatlarını, evliliklerini sorgulayabilmektedir. Bu dönemde özellikle daha önceden kanepenin altına süpürülen konular tekrar gündeme gelebilmektedir. Çiftin memnuniyetsiz olduğu konuların artık ümitsizleşmeye başladığı noktada boşanma da gündeme gelebilmektedir. Özellikle ikinci çocuğun doğumundan sonra çiftlerde, evlilik terapisine başvurma sıklığı da artmaktadır.
Birden fazla çocuğu olan ailelere öneriler:
Aile Psikolojisi (1. Baskı / Mart 2020) – Nobel Akademik Yayıncılık
Ed: Dr. Melis Seray Özden Yıldırım
ISBN: 978- 605-033-252-0