Bu yazımızda bebeklerde uyku sorununu ve neden olan faktörleri inceledik. Yazımız "Klinik Psikolojide Bebek, Çocuk ve Ergen Vakalarda İlk Görüşmeler" isimli kitabımızdan derlenmiştir.
Yenidoğan günde toplam yaklaşık 12-16 saat uyurken, iki yaşına kadar bebeklerin ideal uyku süresi 13-14 saattir; 18 aylık olana kadar bu sürenin 2-3 saati gündüz uykusudur. Bebeklik döneminde çocukların uykusunun çok düzenli olması beklenmemelidir, dönem dönem uyku düzensizlikleri yaşanabilmektedir (Köroğlu, 2013). 2-3 ay civarında bebeklerin 3-4 saat aralıksız uyumaları ve beslenmek için uyanmaları beklenmektedir; 3 aylık bebeklerin ise %71’i tüm gece aralıksız uyumaktadır. 4 aylıktan itibaren ise gece uykuları daha az bölünmekte ve gündüz uykuları azalmaya başlamaktadır.
Özellikle ilk üç aydan sonra çocukların uyku düzenleri çevresel faktörlerin etkisine daha fazla açıktır; burada önemli olan anne-çocuk ilişkisidir. Annedeki stres ve kaygı düzeyi, hamilelik sonrası depresyon, çalışan bir anneye doğumdan sonra tekrar çalışma hayatına geri dönüş yapacak olması, anne babanın eş olarak birbirleriyle ilişkileri, aile içi çatışmalar gibi problemler anne-çocuk ilişkisinin şekillenmesinde etkilidir. Bunun dışında bebekte reflü, gaz problemi, akciğer patolojileri veya çeşitli nörolojik problemler de ilk önce ele alınıp incelenmesi gereken tıbbi kaynaklı faktörleri oluşturmaktadır. Çocuğun kişilik özellikleri, gündüzleri aşırı ağlaması, huzursuzluğu ve duygusal tepkileri, anneden ayrılınca duyduğu kaygı ve annenin emzirme süresince bebekle kurduğu ilişki de uyku sorunlarında dikkate alınması gereken konulardır. Çocukların nasıl bir ortamda uyutulmaya çalışıldığı, ses, ışık gibi faktörler, yatak değişikliği ve uyumadan önce masal okuma gibi yapılan ritüel davranışlar da göz önüne alınmalıdır.
Uyku bozukluklarında en çok görülen durumlar gece uyanma ve ikinci sıklıkta ise uykuya dalma güçlüğüdür. Özellikle ebeveynler tarafından en çok şikâyet edilen konu, bebeklerin gece uyanmasıdır. Yapılan araştırmalar; bebeklerin yaklaşık %30’unun gece uykusuna dalmada ve gece boyunca uykuda kalmada zorluk yaşadığını göstermektedir. Bebeklerin gece uykudan uyanma problemleri incelendiğinde, ebeveynlerin sürekli olarak uyku ile ilgili konularda bebekleriyle aşırı etkileşimde olduğu görülmüştür (Sadeh, 2008).
Gece uykularından sık uyanan bebekler, genellikle beşiklerine uykulu olarak konulmakta ve emzik, oyuncak ayı veya oyuncak bebek gibi yedek nesnelerden uyku yardımı almamaktadırlar. Gece uyandığında kendi kendini sakinleştirebilen bebekler ise; beşiklerine uyanık olarak konulmakta ve uyandıklarında yanlarındaki emzik, oyuncak ayı ya da oyuncak bebek gibi yedek nesneler tekrar uykuya dalmalarını kolaylaştırmaktadır. Bebeğin yanında bulunan yedek nesneler anne yakınlığını ve güvenli ortamı sembolize etmektedir.
Uykuya Dalma ve Gece Boyunca Uykuyu Sürdürme Dışında Çocuklarda En Sık Görülen Uyku Bozuklukları
Parasomnia: Uyku sırasında ortaya çıkan istemdışı davranış epizotlarıdır. Uykuda konuşma, uykuda yürüme, gece terörü, kâbus bozuklukları, kafa vurma, diş gıcırdatma veya gece yatak ıslatmaları…
Gece terörü, gece dehşeti olarak da adlandırılır. Sıklıkla 3-10 yaşları arasında görülen gece terörü, çocukların %3’ünde görülmektedir. Uykuya daldıktan sonra nonrem evresinde ortaya çıkar; çocuk çığlık atarak kalkıp yatakta oturur, korkulu gözlerle etrafına bakar, sabahları hatırlamayabilir. Beraberinde çocuğa saldırganlık davranışları, ağlama veya aşırı ajitasyonda eşlik edebilir.
Kabus görme sorunu da çocukların 1/5’inde görülmektedir. Normal rem uykusunda görülen ayrıntılı, hoşnutsuzluk veren korkutucu rüyalardır. En çok 4-6 yaş arasında görülür. Çocuk uyanınca rüyasını hatırlar, çevresini tanır ve sonra tekrar uykuya dalar.
Uyku bozukluklarının değerlendirilmesinde bebek, çocuk ya da ergenin anne babasından ilk görüşmede anamnez sırasında alınan bilgiler önemlidir. Bunlar özellikle aile içindeki uyku düzeninin ve vakanın bireysel uyku düzeninin saptanmasına yöneliktir.
Klinik Psikolojide Bebek, Çocuk ve Ergen Vakalarda İlk Görüşmeler
Ed: Füsun Aygölü & Dr. Melis Seray Özden Yıldırım
ISBN: 978-605-320-159-5